Sayfa(1-445): | |||
1- İmam-ı Ali'nin (R.A.) Ercüze namındaki kasidesinde cümlesi, tam tamına aynı tarihi, yani lâtin hurufunun cebren kabul ettirildiği tarihini gösteriyor. Cifir ve Ebcedle, fıkranın mânasını takviye ediyor ki, bu beytin harflerinin Ebcedî hesabı 1349'dur. Miladî hesabın karşılığı 1928'dir. «Yani: Ondördüncü Asr-ı Muhammedî'de, Hicrî 1349 ve Rumîce 1347, Arabî hurufunu terkedip, ecnebî ve acemî hurufuna İslâm içinde başlanacak. Hem umum, hen fakir ve zengin, emîr ve işçi, çoluk ve çocuk gece dersleriyle bu hurufu cebren öğrenecekler. Çünki bir nüshada dır. ise, gece çalışmasıdır. ise, kat'î ve cebri ifade ediyor. fıkrasındaki ise, o zamanın ıstılahınca Arabın gayri, lâtince ve firengî huruf demektir...» (Os. Sikke-i Tasdik sh: 130) 2- Celcelûtiye Kasidesi'nden: « fıkrası, pek zâhir ve kat'î bir surette harb-i umumîyi gösterdiği gibi, harb-i umumîde gayet tehlikeli bir surette harbe iştirak eden bu fakirin en korkunç zamanına bakar ve teselli eder, "Korkma!" der. Bu umumî hitabda, hususî Risale-i Nur'un başlangıcı olan İşârât-ül İ'caz'ın mebde-i te'lifi ile, âlem-i İslâm'ın en müdhiş ve korkulu musibet zamanını mânasıyla gösterdiği yerde, îma kuvvetlenip, işaret derecesine çıkar. Çünki Hicrî 1337, Rumî iki küsûr farkeder. O halde, 1334'e iniyor. O tarihte, yalnız, tek başımla Rusya'nın şimalinde en korkulu bir vaziyette esaretten firar ettiğimin zamanıdır. beraber olsa, 1940 küsûr oluyor ki; Allahu a'lem, o tarihte diğer bir harb-i umumî (*) çıkmasına işaret etmekle beraber...» (Os. Sikke-i Tasdik sh: 121) Hazret-i Şeyh Abdülkadir-i Geylanî'nin Kasidelerinden alınmış işaretlerinden: fıkrasında şâyân-ı hayret bir tevafuk var ki; ilm-i Cifir kaidesiyle makam-ı Ebcedîsi 1332 eder. Şu halde, meâl-i gaybîsi: "Yâ Risalet-ün Nur ve Sözler sahibi! Bana bak, gafil davranma! 1332'de mücahedeye başla, Sözleri korkma yaz, söyle!" Filhakika Said, hürriyetten sonra az bir zamanda mücahedesinde tevakkuf etmiş ise, 1332'de İşârât-ül İ'caz'ı te'lif ile beraber, Eski Said'den sıyrılmak niyet edip, Yeni Said sûretinde bütün kuvvetiyle mücahede-i maneviyeye başlayıp, iki-üç sene sonra da Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye'de bir-iki sene Hazret-i Gavs-ı Geylanî'nin şu vasiyetini ve emrini imtisal ederek, envar-ı Kur'aniyeyi neşretmiş. Lillâhilhamd şimdiye kadar devam ediyor...» (Os. Sikke-i Tasdik sh: 146) Aynı kasidenin bir başka yerinde: « İlm-i Cifir itibariyle makam-ı Ebcedî hesabıyla 1336'yı gösterir. Demek Hazret-i Gavs, bu tarihde istikbalde gelecek müridini emr-i İlahî ile muhafaza edecek. Evet, bîçare Said dahi diyor: Nev'-i beşere gelen en büyük bir musibet, harb-i umumî hengâmında çok tehlikelere mâruz kaldım. Hazret-i Gavs'ın gösterdiği Arabî tarihte veya az evvel, hârika bir sûrette kurtuldum. Hattâ bir def'a, bir dakikada üç gülle öldürecek yere mukabil bana isabet ettiği halde, te'sir etmediler...» (Os. Sikke-i Tasdik sh: 151) _____________________________ (*) Garibdir ki, burada Hazret-i Üstad, İkinci Cihan Harbi'nden beş sene evvel bu işarette harbin olacağını haber veriyor. Çünki İkinci Cihan Harbi 1939 Ekim'inde başladı, 1940 ve 1941'lerde kızışarak dehşetlendi. (A.B.) Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||