Nur.gen.tr
Bismillah her hayrın başıdır.
Sayfa(222-258):

Birinci Temsil: Meselâ şeffaf parlak bir zerrecik, bizzat kendi başiyle kalsa bir kibrit başı kadar bir nur içinde yerleşmez ve ona masdar olamaz. Kendi cirmi kadar ve mâhiyeti mikdarınca bil’asâle cüz’î zerre gibi bir nuru olabilir. Fakat o zerrecik Güneş’e intisâb edip ona karşı gözünü açıp baksa; o vakit o koca Güneş’i ziyasiyle, elvan-ı seb’asiyle, hararetiyle hatta mesafesiyle içine alabilir ve bir nevi tecelli-i a’zamına mazhar olur. Demek o zerre kendi kendine kalsa, bir zerre kadar ancak iş görebilir. Eğer Güneş’e me’mur ve mensub ve mir’at sayılsa; Güneş gibi, Güneş’in icraatındaki bir kısım cüz’î nümûnelerini gösterebilir.

İşte herbir mevcûd, hatta herbir zerre, eğer kesrete ve şirke ve esbâba ve tabiata ve kendi kendine isnad edilse; o vakit herbir zerre, herbir mevcûd, ya bir ilm-i muhît ve kudret-i mutlaka sâhibi olmalı veyahut hadsiz ma’nevî makine ve matbaalar, içinde teşekkül etmeli; tâ ona tevdi’ edilen acib vazifeleri yapabilsin. Eğer o zerreler Vâhid-i Ehad’e isnad edilse; o vakit her bir masnu’, herbir zerre O’na mensub olur, O’nun me’muru hükmüne geçer. Şu intisâbı onu tecelliye mazhar eder. Bu mazhariyet ve intisâbla, nihayetsiz bir ilim ve kudrete istinâd eder. Hâlıkının kuvvetiyle, milyonlar def’a kuvvet-i zâtîsinden fazla işleri, vazifeleri; o intisâb ve istinâd sırriyle yapar.

İkinci Temsil: Meselâ: İki kardeş var. Birisi cesur, kendine güvenir. Diğeri hamiyetli, milliyet-perverdir. Bir muharebe zamanında kendine güvenen adam devlete intisâb etmez, kendi başiyle iş görmek ister. Kendi kuvvetinin menba’larını belinde taşımaya mecbûr olur. Techizatını, cephanelerini kendi kuvvetine göre çekmeye muztardır. O şâhsî ve küçük kuvvet mikdarınca, düşman ordusunun bir onbaşısiyle ancak mücadele eder; fazla birşey elinden gelmez. Öteki kardeş kendine güvenmiyor ve kendisini âciz, kuvvetsiz biliyor.. pâdişâha intisâb etti, askere kaydedildi. O intisâb ile, koca bir ordu ona nokta-i istinâd oldu. Ve o istinâd ile arkasında, pâdişâhın himmetiyle bir ordunun ma’nevî kuvveti tahşid edilebilir bir kuvve-i ma’nevîye ile harbe atıldı. Tâ düşmanın mağlub ordusu içindeki şahın büyük bir müşirine rastgeldi; kendi pâdişâhı nâmına, “Seni esir ediyorum! Gel!” der. Esir eder, getirir. Şu hâlin sırrı ve hikmeti şudur ki:

Evvelki başıbozuk, kendi menba’-ı kuvvetini ve techizatını kendisi taşımaya mecbûr olduğu için, gâyet cüz’î iş görebildi. Şu me’mur ise; kendi kuvvetinin menba’ını taşımaya mecbûr değil, belki onu ordu ve pâdişâh taşıyor.

Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız.
 | 
Pharmaceutical Track & Trace System İlaç Takip Sistemi